fallen meaning in Turkish

German	Turkish
fallen	düşmek
das Fallen Substantiv pl n	düşmeknoun tuzaknoun şehit düşmeknoun
die Falle [der Falle; die Fallen] Substantiv f	tuzaknoun
abfallen	dökülmek düşmek
auffallend [auffallender; am auffallendsten] Adjektiv	göze batanadjective göze çarpanadjective
anfallen	saldırmak
auffallen	göze batmak göze çarpmak
ausfallen	olmamak saldırmak
ausfallen {eletrik}	kesilmek
ausfallen {saç vs.}	dökülmek
ausfallen {toplantı vs.}	yapılmamak
befallen [befällt; befiel; hat befallen] Verb	saldırmakverb
durchfallen [fiel durch; ist durchgefallen] Verb	başaramamakverb başarısızlığa uğramakverb kalmakverb sınavı verememekverb
einfallen [fiel ein; ist eingefallen] Phrase	aklına gelmekverb baskın yapmakverb yıkılmakverb çökmekverb
entfallen [entfiel; ist entfallen] Phrase	elinden düşmekverb hatırından çıkmakverb
das Gefallen [des Gefallens; —] Substantiv pl m	hatırnoun haznoun hoşuna gitmeknoun zevknoun
hereinfallen [fiel herein; ist hereingefallen] Verb	faka basmakverb tuzağa düşmekverb
hinfallen [fiel hin; ist hingefallen] Verb	düşmekverb
leichtfallen	kolay gelmek
Mißfallen	beğenmemek hoşnutsuzluk
Mißfallen {un}	hoşa gitmemek
rfallen	baskın yapmak

Your history