Türkçe | Ingilizce |
---|---|
kırmızı noun | crimson(deep, slightly bluish red) sanguine(blood red colour) |
kırmızı adjective | sanguine(having the colour of blood; red) |
Kırmızı Başlıklı Kız proper noun | Little Red Riding Hood(a folktale) |
kırmızı biber noun | red pepper [red peppers](red colored pepper) |
kırmızı frenk üzümü noun | red currant(fruit) |
kırmızı kar yağınca noun | cold day in Hell(an event that will never happen) |
kırmızı kart noun | red card(sports: card) |
kırmızı kış üzümü noun | American winterberry(Ilex verticillata) |
kırmızı ışık noun | red light [red lights](a warning light, especially as a traffic signal) |
kırmızı şarap noun | red wine [red wines](red coloured wine) |
kırmızılık noun | redness(red discoloration) |
kırmızımsı adjective | reddish(resembling the colour red) |
kırmızımtırak adjective | reddish(resembling the colour red) |
kırmızıya kayma noun | redshift [redshifts](change in wavelength) |
ateş kırmızısı noun | flame [flames](colour) |
kardinal kırmızısı noun | cardinal [cardinals](colour) |
koyu kırmızı noun | blood red(dark red colour) wine [wines](wine colour) |
koyu kırmızı adjective | blood red(of a deep vivid red colour) |
Mauritius kırmızı tavuğu noun | red rail(bird of extinct Mauritian species) |