Türkisch | Deutsch |
---|---|
karşılıklı etki | |
karşılıklı etki noun | die Wechselwirkung [der Wechselwirkung; die Wechselwirkungen]Substantiv |
karşılıklı olarak adverb | beiderseitsAdverb |
karşılıksız | |
karşılıkta bulunmak | |
karşılıkta bulunmak verb | entgegnen [entgegnete; hat entgegnet]Verb vergelten [vergalt; hat vergolten]Verb |
karşın | |
karşın noun | der Trotz [des Trotzes; —]Substantiv |
karşın conjunction | obwohlKonjunktion |
karşısında | |
karşısında bulunmak verb | gegenüberstehen [stand gegenüber; hat/ist gegenübergestanden]Verb |
karşıt | |
karşıt adjective | gegensätzlich [gegensätzlicher; am gegensätzlichsten]Adjektiv |
karşıtlık | |
karşıtlık noun | der Gegensatz [des Gegensatzes; die Gegensätze]Substantiv der Kontrast [des Kontrast(e)s; die Kontraste]Substantiv |
karşıya geçmek | |
-e karşın | |
aside karşı dayanıklı | |
birbirine karşı | |
buna karşılık adverb | dagegenAdverb hiergegenPhrase |
buna karşın | |
buna karşın adverb | dennochAdverb |
final karşılaşması | |
final karşılaşması noun | das Endspiel [des Endspieles, des Endspiels; die Endspiele]Substantiv |
her ihtimale karşı adverb | vorsorglichAdverb |
kuşkuyla karşılamak verb | beanstanden [beanstandete; hat beanstandet]Verb |
misilleme karşılık | |
misilleme karşılık noun | die Vergeltung [der Vergeltung; die Vergeltungen]Substantiv |
neye karşı | |
neye karşılık |